M&T REKLAM İşçilerinden Mektup Var!

2 Haziran 2014

 

Merhabalar!


Bizler sendikaya üye olduğumuz işveren ve temsilcileri tarafından öğrenildiği için 22 gün önce Düzce Fabrikadan, 20 gün öncede Gebze Fabrikadan işten çıkartılan ve her iki fabrika önünde de sendikal haklarımızın tanınması ve işe geri alınmak için bekleyen M&T Reklam çalışanlarıyız.

Sizlere bu mektubumuzu sendikal örgütlenme yüzünden işten çıkarıldığımız fabrikalarımızın önünden yazıyoruz…

Şuna eminiz ki işten çıkarılma sürecimize ilişkin olarak kiminiz bizden, kiminiz süreç içerisinde yer alarak ya da kulaktan dolma bilgilerle süreç hakkında doğru ya da yanlış bilgi edindiniz. Kiminiz bizi fiilen, kiminiz gönülden destekliyor. Bazılarınız sessiz kalarak sendika gelirse bize ne faydası olur diyorsunuz (Bunun için sendikalı bir iş yerinde çalışan arkadaşınızı arayın) Bazılarınızsa direkt olarak karşı çıkıyorsunuz, hatta bazılarınız bu yazının çıktısını alarak mailin ulaşamadığı arkadaşlarınıza götürüyorsunuz.
Bu süreci bizden dinlemenizin daha doğru olacağını düşünerek bu noktaya kadar nasıl geldiğimizi sizlere bu mektubumuz aracılığıyla anlatmak istedik.

Bizler yıllardır bu firmanın büyümesi ve işlerin çoğalması adına elimizden gelenden daha fazlasını yapmaya çalıştık ancak sizlerinde çok iyi bildiği gibi çoğumuz asgari ücrete veya onun az üstünde çalışmak zorunda bırakılan insanlarız. Gün geldi tırlar sevkiyat için kapıya geldiğinde sabahlara kadar çalıştık, gün geldi gece yarılarına kadar işte çalışıp eve geç vakitte gittik. Çoğu zaman evdeki çocuklarımızın bile yüzünü göremeden sabah erken saatlerde işimizin başına koşarak geldik.

Ancak bu noktada üzüntüyle karşılamaktayız ki, bunca emeğimizin karşılığı olarak İşverenimiz Tufan Kalkan Beyefendi işçiler ile yapmış olduğu her konuşmasında bizlerin sendikal örgütlülüğü fabrikaya getirerek bu fabrikayı kapattırmaya çalıştığımızı beyan etmektedir. Bu tamamen asılsız bir iddiadır. Kim yıllardır çalıştığı, ekmek yediği kapıya yüzünü döner? Yine böyle bir durum olsa neden işe geri alınmak için günlerdir fabrika kapısı önünde bekliyoruz ve bekleyeceğiz?

Bazılarınız bu süreçte işverenimiz Tufan Bey’in her iki fabrikada yaptığı konuşmalara istinaden bizlere karşı ön yargılısınız. -Kendisi her iki fabrikada yaptığı konuşmalarda sendika girmesi durumunda bunu maddi olarak idare edecek gücünün olmadığını ve iş yerlerini kapatacağını belirtti!!!

Burada kızılması gereken birileri varsa bunlar bizler miyiz?
Buradan şunu hatırlatmak isteriz ne bizlerin ne de sizlerin bu iş yerinde ne bir hissesi var ne de bu iş yerinden pay alıyoruz. Bu iş yerinin sahipleri, hissedarları bellidir ve kapatıp kapatmama kararı onlarındır.

Bundan yıllar önce ufak bir atölye olarak yola çıkan şirketimiz bugün işverenimizin dediği gibi düşük karlar ile satış yapıyor olsaydı(!) bugünkü konumuna nasıl gelebildi? Düzce’de trilyonluk hatlar nasıl kuruldu? (Burada sorgulamakta olduğumuz şey; Şirketin büyümesi değil, bahsedilen düşük karlardır)

İşveren her gün karına kar, parasına para katarken yanında çalışan bizler gün geçtikçe küçülüyoruz. Bizlerin üzerinden kazandığı artı değerden payımıza düşeni biraz artırmaya çalıştığımızda karşılaştığımız durum ortadadır.
Yalnız işverenimiz şunu unutuyor ki; yıllardır çalışıp kendisini bulunduğu mevkiye getiren, bindiği arabayı, oturduğu evi almasına vesile olan bizleriz ve bugün kendisi geçmişi hiç düşünmeden bizlere kapıyı göstermiştir.

- Yine işverenimiz yapmış olduğu konuşmalarda şu anda işyerimizde çoğunluğu sağlamış ve bakanlıktan tespit kâğıdı gelmiş olan Sendikamız Birleşik Metal İş’in ve IndustriALL Global Union’un firmamız müşterilerine iletmiş olduğu bir mektuptan bahsetti. Bu mektupta “15-16 yaşlarında çocuk işçi” çalıştırıldığı için firmamızın müşterilerimize şikâyet edildiği anlatıldı. Biz diyoruz ki, Size anlatılanların hepsi birer hikaye!!!

IndustriALL Global Union, yurt dışı müşterilerimiz ile iletişime geçmiş ve kendilerine MT Reklam’ın ILO’nun 87. Maddesi sözleşmesi gereği "örgütlenme özgürlüğü ilkesinin" kurallarına uygun davranmadığı anlatılmıştır. Ortada size anlatıldığı gibi “Çocuk İşçi” vs. gibi söylemler olmayıp, sadece ve sadece Sendikal Örgütlenme Özgürlüğü üzerinden destek çağrısı yapılmıştır.

Bu konuyla ilgili bahsi geçen mektup sendikamız tarafından Mavi Yaka arkadaşlarımız ile paylaşılmış ve gerçek olmayan söylemler havada bırakılmıştır.

- Kendisi ve işveren vekilleri tarafından sizlere Sendikamız Birleşik Metal İş’in işyerimizde çoğunluk sağlamadığı ve Bakanlık tarafından hata yapıldığı gibi söylemler iletilmekte. Bizler biliyoruz ki sendikamıza tespit kağıdı ulaştığı 13 Mayıs 2014 / Salı tarihinde yeterli çoğunluk sağlanmıştır. Bugün ise bu sayı gereken sayının kat be kat üzerindedir. Aksi halde olmayan bir şey için neden “itiraz davası” açıldı yazılan kağıtlar korku amaçlı çalışanlara dağıtılıyor. Belki sadece süreyi uzatıyorsunuz, ama sonucu değiştiremiyorsunuz

Mademki içeride sendikal örgütlenme yok, böyle bir durum söz konusu değildir, bizlerin iş akdi neden feshedildi? İşten çıkarıldığımız günden sadece bir gün öncesine kadar fazla mesai yapan bizler aradan geçen bir günün ardından ve bakanlıktan gelen tespit kağıdının işverenin eline geçmesi ile birlikte 4857 sayılı kanunun 17. Maddesi gereği “siparişlerin düşmesi neticesinde, iş hacmimizde olumsuz yönde etkilenme ve atıl iş gücü oluşması” sebebi ile iş akdimiz feshedilmiştir.

Aynı gün Soma’da 301. İşçi bir cinayete kurban gitmişken, tüm ülke “Ulusal Yas” ilan etmiş ve bayraklar yarıya indirilmişken, bizim fabrikamızda bayraklar yarıya indirilmemiş ve aynı gün 19 arkadaşımızın Gebze’de iş akdi feshedilmiştir. Bir nevi bizleri aç bırakarak, henüz evlilik izninin 3. Gününde arkadaşımızı “izin kağıdı”nda hata var bahanesiyle fabrikaya çağırıp çıkış vererek, anne karnında ki çocukların babalarını işsiz bırakarak bizleri Soma halkıyla aynı kaderi paylaşmaya mahkum etmiştir.

Bizlerin tüm bu sorunlarını çözmek için karşımıza çıkan Tufan Bey, kendilerine toplantılarda ilettiğimiz tüm sorulara “Haberim Yok” diyerek cevap vermiştir. Bizler biliyoruz ki bunların hepsi danışıklı dövüştür.

Bizler neden mi Sendika diyoruz?

  • Çalışma sürelerinin kölelikten farklı olması için,
  • Sosyal haklara sahip olmak için,
  • Eşit işe eşit ücret ve insanca yaşanacak bir ücret için,
  • İşçilerin birliği için,
  • kimsenin ama kimsenin iki dudağı arasından çıkacak sözün kaderimiz olmaması için…
  • Servis güzergâhlarımızın birilerinin keyfine bırakılarak 1 saat evimize yürümemek için, mesaiye kalıp daha fazla çalıştığımız ve yorulduğumuz günlerde daha da uzak yerlerde inmemek için,
  • üç kuruş para kazanmak adına mavi yaka çalışanlarına kağıt bardak yerine plastik bardak verilmemesi için,
  • yöneticilerin kendilerinin yaptığı hatalar nedeniyle başka insanların işten çıkarılmaması için,
  • dağıtılmayan iş ayakkabıları yüzünden çalışanlara “Neden Giymiyorsunuz” diyerek tutanak tutulmaması için ve
  • Tüm bunların karşılığında birilerinin de çıkıp benim “ HABERİM YOK!” dememesi için İLLE DE SENDİKA!!!

Bu saatten sonra işçiler ile ilgili her konuda işverenin muhatabı sendikamız BİRLEŞİK METAL İŞ’tir. Bizler gereken çoğunluğu sağlayarak sendikamıza bu yetkiyi vermiş bulunmaktayız…

Belki kısa, belki uzun, bazınız için sonuna kadar okuduğunuz, bazılarının direkt olarak sildiği bir maildi…

Bazı günler fabrika dışından slogan atarak, bazı günler yollara yazılar yazarak, bazı günler yemek boykotu yaparak, bazı günler servislere binmeyip arkadaşlarımızın yanına giderek, bazı günler sadece sessiz olarak alkışlarımızla protestomuzu yaptık. Ancak artık bazı günlere tahammülümüz yok, bekleyin ilerleyen günlerde hepimiz aynı yerlerimize sendikalı olarak çalışmaya geliyoruz.

Bu mücadelede sizlerinde desteklerinizi bekliyoruz.

M&T işçisi köle değildir…
Zafer Direnen Emekçinin Olacak…

Direnenler Her Zaman Kazanamaz, Ama Kazananlar Hep Sadece Direnenlerdir.


M&T REKLAM İŞÇİLERİ