Büyük bir ders, Şanlı bir tarih
15-16 Haziran
DİSK 1967 yılında kurulduğunda, başta sermaye olmak üzere bütün
işbirlikçiler büyük
bir korku ve tedirginlik yaşamışlardı.
Korktukları gibi de oldu… Demokratik sınıf ve kitle sendikacılığının
mücadeleci
bayrağı bir anda emekçilerin gönlünü fethetti. İşçiler sermayeye karşı
hakların alma
için akın akın DİSK’e koştular. İşçi sınıfının ve DİSK’in önlenemez
yükselişi
başlamıştı.
Bu coşku dolu ve durdurulamaz işçi seli sermayeyi ve yandaşlarını bir anda
harekete
geçirdi. İktidardaki Adalet Partisi acele bir yasa taslağı hazırlayarak
Sendikalar
Yasasında kısıtlayıcı bazı değişiklikler hazırladı ve TBMM’ye sundu.
11 Haziran 1970 tarihinde 274 sayılı sendikalar yasasında anti demokratik
değişiklikler yapıldı.
Amaç giderek büyüyen ve güçlenen DİSK’i engellemekti.
12 Haziran günü DİSK Başkanı Kemal Türkler Anayasa ve demokrasiye aykırı
bu düzenleme
nedeniyle kamuoyunu bilgilendirdi ve ilgilileri uyardı. O günkü siyasi
iktidar bu
uyarıyı dikkate almadı.
DİSK yöneticileri ve işyeri temsilcileri toplanarak bir protesto mitingi
düzenlemek
için karar aldılar. Mitinge izin verilmedi.
Ve 15 Haziran’da tüm İstanbul bambaşka bir sabaha uyandı; Şalterler indi,
makineler
durdu, bacalar tütmez oldu.
100 binin üzerinde işçi sokaklara döküldü. İstanbul, Gebze ve İzmit’te
fabrikalar
boşalmış, yollar, köprüler kapanmıştı.
16 Haziran günü ise daha da büyüyen bir tepki ve katılım vardı. İşçiler
fabrikalardan
yollara sel gibi akıyor, şehrin kalbine bir bıçak gibi saplanıyordu.
Tabii ki birileri bundan çok rahatsız oldu ve işçilerin üstüne önce polisi
yetmeyince
de askeri gönderdiler.
Üç işçi hakları için mücadele ederken şehit düştü: Yaşar Yıldırım, Mustafa
Baylan ve
Mehmet Gıdak. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Sıkıyönetim ilan edildi, Fabrikalar kuşatıldı, işçiler gözaltına alındı.
274 sayılı yasada yapılan değişiklikler ise Anayasa Mahkemesi tarafından
iptal
edildi. Dolayısıyla taşeronluğunu iktidardaki Adalet Partisinin yaptığı
sermayenin
saldırısı püskürtülmüş oldu.
Haziran işçi sınıfının, ekmeği için, kendilerine hava kadar su kadar
gerekli olduğuna
inandıkları sendikalarına yani DİSK’e sahip çıkmalarının öyküsüdür. İşçi
sınıfının
parlamentoya ve siyasete sınıfsal müdahalesidir.
15-16 Haziran İşçi Sınıfı Tarihinde şanlı bir sayfadır.
Ne unuturuz ne de unuttururuz.
(Birleşik Metal-İş Gazetesi, Sayı 182'den)